Okulda öğrenim gören öğrenciler, bin metrekarelik kapalı alanda oluşturulan ve sektördeki tüm araçların üretim adımlarının tamamının gerçekleştirilebileceği prototip atölyede uygulamalı eğitim görme imkanına sahip olacak.
Ford Otosan İhsaniye Otomotiv MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Abdulkadir Cengiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulun protokolünün, Kocaeli Üniversitesi, Gölcük Belediyesi, Ford Otomotiv San. AŞ ve Vehbi Koç Vakfı katılımlarıyla 14 Mayıs 2012'te imzalandığını belirterek, bunun öncesinde de konseptin birçok alt yapı çalışması ve geniş katılımlı çalıştaylarla şekillendirildiğini söyledi.
Cengiz, okulun 2013-2014 güz döneminde 35 öğrenciyle eğitime başladığını dile getirerek, bu sayının 2014-2015 döneminde açılması planlanan bölümlerle birlikte 200'ü bulmasının planlandığını kaydetti.
Okulda şimdilik "makina ve metal teknolojileri", "motorlu araçlar ve ulaştırma teknolojileri" ile "pazarlama" bölümlerinin bulunduğunu ifade eden Cengiz, şöyle konuştu:
"Otomotiv Meslek Yüksek Okulu işletme ile iç içe yürütülen bir model eğitim sistemi tasarlanarak kurulmuştur. Tamamen işletmelerin talepleri toplanarak oluşturulmuş eğitim programları mevcuttur. Şu anda gelinen nokta itibariyle bu okul için 'fabrikayı okula getirdik' sözü hiç de abartılı olmayacaktır. Çünkü okulun bin metrekarelik bir kapalı alanı içerisinde tüm araç imalat adımlarının gerçekleştirilebildiği bir prototip atölyesi kurulmuştur. Bu çalışmanın sektörel bir çok uygulamaya örnek olacağı düşüncesiyle önümüzdeki süreçte güzel sonuçlar görmeye başlayacağız."
- "Sektörde çalışanların yüzde 10'u, sürekli yenileniyor"
Cengiz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın "2013/1 Otomotiv sektörü Raporu"na göre otomotiv ana sanayinde 50 bin, yan sanayinde 200 bin, pazarlama ve benzeri yan alanlarla birlikte sektörde toplam 400 bin çalışan olduğunu anlatarak, meslek değişimleri, eleman değişimleri gibi sirkülasyonlarla bu sayının yüzde 10'nun sürekli yenilendiğine dikkati çekti.
Sürekli yenilenmeyle teknolojik gelişmelere uyumlu elemana her zaman ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Cengiz, şöyle konuştu:
"Bununla birlikte, mezun öğrencilerin iş başı yapmalarından sonra alınan eğitimle iş yeri gereklerinin birbirini karşılayamaması da ayrı bir eğitim handikabıdır. Bunun için eğitimlerin mümkün olduğu kadar piyasa şartlarını modelleyebilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda yapılacak bir kaç önemli adımla karşılaşılmaktadır. Bu adımların en etkilisi, müfredatların piyasaya yani ilgili sektöre dayanması olup ikincisi ise sektör çalışma ortamlarının okul içerisinde simüle edilmesidir. Ayrıca sadece işyerine yeni alınacak elemanların değil, mevcut personel iyileştirmesine yönelik çalışmalara olanak veren okul-sanayi işbirliği modellerinin de kurulması gerekmektedir. Böylece okullar hem kendi müfredatlarını sürekli güncel tutmak zorunda kalacaklar hem de öğretmenlerini sektör şartlarını bilir nitelikte olmaları yönünde teşvik edecektir."
Cengiz, tüm bu çalışmaların yürütülmesi için "Sektör-Okul işbirliklerine" açık bir yönetim modelinin kurulması ve bu kurum ile kuruluşların temsilcilerinin gerekli farkındalığa ve motivasyona sahip olması gerektiğini kaydetti.
Otomotiv sektöründe birçok alanda eleman ihtiyacı olduğuna vurgu yapan Cengiz, "Bununla birlikte oto sac şekillendirmeciliği ve kaynakçılığı, CNC operatörlüğü, makine tasarımcılığı imalata yönelik alanlar en çok eleman ihtiyacının duyulduğu branşlar. Özellikle Mesleki Yeterlikler Kurumu’nun belirlediği yeterliliklerde Seviye 5 (ön lisans) en çok aranılan yeterliliklerdir" ifadesini kullandı.