Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği 8. Kitap Fuarı’nın uluslararası Medeniyetler Mirası “Ortak Geçmiş, Ortak Gelecek” sempozyumu 4. ve kapanış oturumlarıyla tamamlandı. 4. oturumda Çağdaş Uygarlık ve Problemleri konusu ele alınırken kapanış oturumunda “Medeniyet mirasımızın geleceği” konulu tebliğler sunuldu. Kapanış oturumunda konuşan Prof. Dr. Hans Kochler, Türkiye’nin Avrupa’nın kayıp kimliğini ortaya çıkarabilecek en önemli ülke ve unsur olduğunu ifade ederek Avrupa’nın İslam’ı anlamasının gerektiğini söyledi.
4. OTURUM KONULARI
Yahya Kaptan Konferans Salonu’nda gerçekleşen sempozyumun 4. oturumunda Prof. Dr. Hans Kochler, Prof. Dr. Ziya Yazıcı, yazar Yusuf Kaplan Çağdaş Uygarlık ve Problemleri konusundan düşüncelerini dile getirdi. Araştırmacı-yazar Yusuf Kaplan; Türkiye’de batı kültürünün olmadığını batı hayatının var olduğunu, Prof. Dr. Ziya Yazıcı; İslam Medeniyetinin temelinin ilme dayandığını, bazı ilimleri yeterince okumadığımız için sahibi olduğumuz ilimleri başkalarına kaptırdığını ifade etti. Yarım saat aranın ardından kapanış oturumuna geçildi.
BAŞKAN KARAOSMANOĞLU AKADEMİSYENLERİ KUTLADI
Kapanış oturumunda Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Genel Sekreter Doç. Dr. Tahir Büyükakın, Genel Sekreter Yardımcısı Feyzullah Okumuş da bulundu. Başkan Karaosmanoğlu medeniyetin Medine şehrinden geldiğini ifade ederek, ”Medeniyet insani bir kavram taşır. Barışa, kardeşliğe ulaşmamız ve pek çok savaşın sona ermesi için medeniyetler diyaloğunun oluşması gereklidir. Bu sempozyum ve kitap fuarımızın da medeniyetler ittifakına az da olsa faydası olacağını inanıyorum“ şeklinde konuştu. Medeniyetler Mirası sempozyumuna katılan akademisyenleri tek tek tebrik eden Başkan Karaosmanoğlu birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.
TÜRKLER MEDENİYETİN ÖNDERLİĞİNİ YAPTI
Kapanış oturumunda konuşan Prof. Dr. Bekir Karlığa medeniyet kurmanın çok zor olduğuna dikkat çekerek insanlığın bütün tarihinde azami 40 medeniyetten söz edildiğini kaydetti. Medeniyetin yalnız batıya özgü olmadığını ifade eden Karlığa, Türkler ve Müslümanların medeniyetin önderliğini yaptığını söyledi. İnsana, hayata, eşyaya doğru anlamlar verebilmenin medeniyetin önemli özelliklerinden olduğunu dile getiren Karlığa, birlikte yaşama tecrübesinin öneminde değindi. Medeniyetin göstergelerinden birinin de düzen olduğunu söyleyen Karlığa bu düzenin olmadığı yerde medeniyetin olamayacağını ifade etti.
İTTİFAKIN ÖNEMİ
Şehircilik kavramı, bilim ve teknolojinin varlığı, ekonominin yeterliliğinin de medeniyetin özelliklerinden birisi olduğunu ifade eden Karlığa, medeniyetler ittifakında söz ederek, ”2006 yılında kurulan ittifak 120’den fazla ülkenin katıldığı bir birlik haline geldi. Türkiye’nin gelişmesine büyük katkı sağladı. Hatta bu ittifakın önüne geçilmesi için her noktadan baskılara da maruz kaldı. İsrail ve Vatikan’ın bu ittifaka katılmayan ülkelerden olduğunu düşünürsek Medeniyetler İttifakı’nın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır” dedi.
AVRUPA’DAKİ KRİZ
Prof. Dr. Hans Kochler ise özbenlik vurgusu kapsamında Avrupa’da büyük bir kriz yaşandığını dile getirerek, ”Yapmış olduğum analizlerde Avrupa’nın kendi içinde kimlik bunalımında olduğu gözükmekte. Avrupa’da Hristiyanların dinsel öğretileri gençler arasında kabul görmemekte. Ulusalcı partilerin arasında Hristiyanlığı temel alma, eski Avrupa medeniyetini ön plana çıkarma çabası var. Aynı Avrupa, politikaları ile Ortadoğu’daki ülkelere büyük sorunlar yaşatmaktadır“ şeklinde konuştu.
AVRUPA’NIN KAYIP KİMLİĞİ
Türkiye’nin Avrupa’nın kayıp kimliğini ortaya çıkarabilecek en önemli ülke ve unsur olduğunu ifade eden Kochler, ”Avrupa batı medeniyetinin bir parçası olarak kültürlere şekil verdiğini iddia etmekte. Bu bağlamda bir dizi çaba sarf edildi. Bunu yaparken Batının askeri kuvvetini kullanmaya da çalıştı. Kendisini ve kültürünü bu askeri müdahalelere kalan ülkelere mal etmeye çalıştı. Bunun sonucunda oluşan bir siyasi boşluk meydana geldi. Bu boşluk, bölgedeki insanların, kendi tarihine dönen ülkelerin çalışmaları ile doldu. Avrupa kimlik krizi kendisini korkuyla ifade etti. İslam medeniyetine karşı reddedici ve çekinceli bir anlayışla ile yaklaşıldı” diyerek Avrupa’nın diğer medeniyetlerle entegre olması gerektiğini belitti.
İSLAM MEDENİYETİNİN İÇİ
Prof. Dr. İsmail Kara, ‘’İslam Medeniyeti gerçekten İslam Medeniyetinin unsurları ile dolduruluyor mu?’’ sorusuna vurgu yaparak İslam Medeniyeti fikrinin nasıl ortaya çıktığı, bugüne nasıl geldiğini aktardı. Kara, İslam Medeniyeti’nin modernleşme tanımlaması ile ortak olduğunu dile getirerek, ”Önümüzde çok ciddi bir problem var. İslam Medeniyeti’nin içindeki kavramların İslam medeniyeti ile ilgili olmaması büyük bir sorundur. İslam Medeniyetinde Avrupa’nın bir düşman ve başka bir taraftan da taklit merkezi olduğunu görüyoruz. İslam dünyasındaki modernleşme hareketleri batıdan farklı olarak aynı zamanda dinileşme talep etmekteydi. Bu bugünde devam ediyor aslında” diye konuştu.
ÇEVİRİNİN DİYALOGA ETKİLERİ
Prof. Dr. Salah Jarrar medeniyetler arası diyalog hakkındaki konuşmasında, günümüzde medeniyetler çatışmasına vurgu yaparak, ‘’Diyalogun gerçekleştirmenin en önemli yolu ebedi eserlerin çevirisinin yapılmasıdır. Tercümeler sayesinde farklı medeniyetler diğer medeniyetleri daha iyi tanıyabilir. Ayrıca ortaklaşa sahip olabilecek davranış, kültürlerden haberdar olmak da tercümeler sayesindedir. İslam’ın başarılı olduğu dönemde İslami tercümeler bulunmaktaydı” ifadelerini kullanarak tercümenin medeniyetler diyaloğundaki önemini ortaya koydu.