İddialar, kamu vicdanını ciddi anlamda yaralamakla beraber, siyasi tercihlerde ciddi sapma getirmemiştir. Genel kanı; Bu iddialar doğru bile olsa, muhalefet bugünkü Türkiye’ yi yönetecek yeterlilikte görülmemektedir. Türkiye eski Türkiye değildir. Çalındı denen paraların miktarı bile bunun bir kanıtı gibidir.
İktidarın dediği “ Türkiye’ de her şey toz pembe “ ve muhalefetin dediği “ Batıyoruz “ söylemlerine kimse inanmıyor. Bu ayrı bir tartışma konusudur. Yazımda değinmek istediğim konu farklıdır. Gidişat kötüdür ve zannedildiği gibi seçimlerden sonra da her şey düzelmeyecektir. Her iki taraf ta kazandım diyemeyecek ve diğer tarafın kaybettiğini iddia edecektir. Görünen o ki değişen çok şey olmayacaktır.
Bu işin çözümü yine başbakana düşmektedir. Onun için Sayın Başbakanım buradan size seslenmek istiyorum. Haklıyım, güçlüyüm diyorsanız, sinirlerinize hakim olunuz. Öncelikle, düne kadar kader birliği ettiğiniz ve bugün de saygı duyduğunuz camiaya hürmeten liderine saldırmaktan vazgeçin. Muhalefete yıkıcı eleştirilerde bulunmayın. Seçimi bekleyin ve en kısa zamanda davaya ihanet edenleri ve varsa hırsızları önce siz açıklayın ve güvenilir adalete teslim edin.
Meydanlarda 17 Aralık operasyonunu anlatmanıza gerek yoktur. Anlamak isteyenler anladı. Anlamak istemeyenlere de anlatamazsınız. Bu konuda konuşmanın size de muhalefete de faydası yoktur. Her kes anlamak istediğini anladı. Gündemi değiştirin. Yoksa iç çatışma ailelerden başlayacak ve sokağa taşacaktır. Lütfen kendinize gelin, saldırmayın, halkı kucaklayın. İki kişiden birinin oyunu, her kesi kucaklayınca aldınız. Bunu hatırlayın ve özünüze dönün.
En derin muhabbetle herkese saygılarımı sunuyorum.