“YÜZ YILLIK YALAN” PANELİ

 Günlerdir beklenen ve yoğun katılımın gerçekleştiği panele konuşmacıların yanı sıra Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Sayın Yücel Alpay DEMİR, MHP Milletvekili Adayı Sayın Süleyman PEKİN, Milli İttifak Milletvekili Adayları Sayın Serhat DUYAR ve Remzi KAYA, BBP İl Başkanı Sayın Nihat YILDIZ, DSP Milletvekili Adayları Sayın Meral UÇARI, Sayın Yügeday ÇAĞLI BAKAN, Çiğdem AKINCI, Kamu-Sen İl Başkanı Sayın Veysel ULUMAN, Saadet Partisi İl Başkanı Sinan EJDEROĞLU, MHP Başiskele Kadın Kolları Başkanı Hanife AKYAYLA, Kocaeli Ülkü Ocağı Başkan Vekili Sayın Tuğrul GÖK, Kocaeli Ardahanlılar Derneği Başkanı Sayın Seyfidar ÇOBAN, Kocaeli Çukurovalılar Dernek Başkanı Sayın Erdoğan DAVUT ile Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Çetin GÜROL , BBP Körfez İlçe başkanı Mustafa Arha ile birçok STK başkan ve temsilcisi, basınımızın güzide mensupları ve çok kıymetli vatandaşlarımız katılım gösterdiler.

Bir Fatiha müddetince Saygı Duruşu ve akabinde hep bir ağızdan okunan İstiklal Marşımızın ardından, ilk olarak dinleyicilere Türk Ocaklarının tarihçesi ve çalışma felsefesi hakkında bilgiler verildi. Ardından kürsüye gelen Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Sayın Yücel Alpay DEMİR, katılımcıları selamladıktan sonra, günün anlam ve önemini, şair Eyüp CÜCE tarafından kaleme alınan ve Azerbaycan’da da birincilik kazanan soykırım yalanını tüm yönleriyle çarpıcı bir şekilde dile getiren “Yüz Yıllık Yalan” adlı şiirle ifade etti.  

Panel ilk olarak Kafkas Üniversitesi Tarih Bölümü Araş. Gör. Sertaç Demir konuşmasıyla başladı. Ermeni Meselesinin tarihsel ve sosyolojik boyutlarını birbirinden çarpıcı ve güncel örneklerle ortaya koyan DEMİR asıl meselenin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu, emperyalist batı dünyasının ve özellikle Rusya’nın oyuncağı haline gelmiş Ermeni toplumunun Osmanlı coğrafyasındaki her türlü rahat ve faal yaşamını adeta kendi elleriyle iterek, 1878 Berlin Antlaşmasını sonrası, Osmanlı Devletinin de zayıflamasından istifade ederek, Sözde büyük Ermenistan hayallerine kapıldığını, 1890 yılından itibaren bugün Ermenistan’da siyasi parti olarak faaliyet gösteren, Hınçak ve Taşnak adlı terör örgütleri vasıtasıyla Müslüman Türk Milleti üzerinde, katliam eylemlerine giriştiklerini bunun üzerine de 24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlı Devleti tarafından bu iki örgütün kapatıldığı ve elebaşlarının tutuklandığı, esas Tehcir kararının ise 27 Mayısta alınıp 30 Mayıs 1915 tarihinde uygulandığını, özellikle ABD’li General HARBORD’un raporunda dahi Tehcirin başarıyla gerçekleştiğinin belirtildiğini, bu verilerin dahi Sözde Soykırım yalanının çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirtmiştir. Sadece Türkiye’ye yönelik değil Türk olmayanlara dahi “Soykırım yoktur.” dediklerinde vahşice davranan, evlerini araçlarını kundaklayıp bombalayan, Ermenilerin, Tanıma, Tanıtma, Tazminat ve Toprak taleplerinin konu hakkındaki gerçek niyeti ortaya koyduğunu ve böylesine bir yalanı kabullen devletlerin samimiyetsizliğine değinerek tarihi gerçekleri anlatarak ilgi ile dinlendi,

Son olarak söz alan Azerbaycan Bağımsızlık hareketinde merhum Ebulfez ELÇİBEY’in en yakın isimlerinden olan Bakü’de Karabağ’da beş bin kişilik kadınlardan oluşan ordulara kumanda eden, mücahit ve akademisyen Prof. Dr. Sayın Hanım HALİLOVA ise kendi yaşadıklarından, bahsederek, ailesinin özellikle annesinin ve onun yakınlarının Türkiye’den Van Erciş dolaylarından Ermeni baskı ve zulümleri sonucunda 1915 yılında göç etmek zorunda kaldığını, Ermenilerin özellikle Komünist Rusya ile işbirliği yaparak, Antranik gibi caniler vasıtasıyla Gerek Azerbaycan’da gerek Türkiye’de Kars ve Iğdır çevresinde Müslüman Türk halkına ağır işkenceler yaptığını, kadınların özellikle hamile kadınların karınlarındaki bebekleriyle birlikte hunharca ve alçakça katledildiklerini, aynı vahşetin, 1991 sonrasında Azerbaycan Cumhuriyetinin bağımsızlığının ardından Karabağ’da, Ağdam’da Kelbecer’de de devam ettiğini, Hocalı ‘da yaşananların asıl soykırım olduğunu, kendi anılarından çarpıcı örneklerle dile getirerek, özellikle Türk kadının bu süreçte verdiği kahramanca mücadeleye de atıfta bulundu. Ermeni meselesinin özellikle dış siyasette etkin bir koz olarak kullanılmak istendiğini Türk Milletine yapılanların ise dünya kamuoyunda yer bulmadığına değinerek sözlerini tamamladı.