MEDENİYETİ OLUŞTURAN AHLAKİ DEĞERLER
Konferansın Oturum başkanlığını Müslüman Sosyal Bilimciler Derneği Başkanı Uluslararası İslami Düşünce Enstitüsü’nün Londra direktörü Dr. Anas Al Shaikh - Ali gerçekleşti. Konferansta ilk olarak konuşan Prof. Dr. Bilal Kuşpınar, Medeniyetin tanımını yaparak “Hepimizin malumu medeniyet dediğimiz şey kültür alanında beşerin yapmış olduğu tüm faaliyetlerdir. Her toplumun ortaya koyduğu medeniyetlerin kendine has özellikleri vardır. Medeniyeti medeniyet yapan şey metafizik ilkelerdir. Bunlar ahlaki değerler veya bazılarına göre evrensel değerlerdir. Bize göre manevi ve ahlaki değerlerdir. Bu inançlar o medeniyetin, davranışlarından çıkar” şeklinde konuştu.
MEDENİYETLERİN RUHU
Açık medeniyetlerle ilgili bilgiler veren Kuşpınar ” Eğer bir medeniyetin manevi değerleri dinamikse o medeniyet daha açık bir medeniyettir. Hatta başka kültürleri ezmeden ilerleyen ve onlardan istifade edebilendir. Medeniyetin bir ruhu vardır. Bu ruh inançları, davranışları düzenleyen bütün ilişkilerdir. Bir medeniyet ruha ve maddeye değer vermez ise o medeniyetler dengeyi kaybetmiştir. İslam medeniyeti söz konusu ise ikisi arasında dengeyi kurmuştur.” ifadelerini kullandı.
KADİM KELİMESİNİN KUTSİYETİ
Yrd. Doç. Dr. İsmail Kıllıoğlu Türkçe’de kadim kelimesinin anlamı ile görüşlerini ifade ederek” Kadim denilince cümlemize kutsiyet atfediyoruz ama kadim dememizin ayrıca bir anlamı da var. Kadim denilerek sıradan değil kendine özgü nitelikleri olan bir olgu işaret edilmektedir. Genel olarak düşünce tarihine baktığında medeniyet kavramı çok sonra ortaya çıkmıştır. Önceden tabi ki kullanılıyordu. Fakat ona yüklenen genel anlamı ile kullanılmıyordu.” dedi.
İNSAN VE AHLAKİ ÖĞÜTLERE DAYALI MEDENİYETLER
Bir medeniyeti medeniyet yapanın mutlaka bir ilkeye, bir düşünceye veya bir inanca dayandığının altını çizen Kıllıoğlu” Bu inanç vahiy kaynaklı veya insan kaynaklı da olabilir. Hint medeniyeti insan kaynaklıdır. Çin medeniyeti ise Konfüçyüs’ün öğretileri olan ahlaki öğütlere dayalıdır. Çin medeniyeti diğerlerine karşılaştırılırsa metafizik bir temelinin olmadığını söyleyebiliriz.” dedi
İSLAM, AHİRETİ VE DÜNYAYI İÇİNE ALIR
Dr. Yalçın Çetinkaya ise Batıya ait kavramların Türkçe ’ye çoğunun yanlış çevrildiğini dile getirerek “ Din, Allah, Akıl gibi kelimeler Türkçeye yanlış çevrilmiştir. Medeniyet kelimesi kökünü “Medine” kökünden alır. Arapçada şehir anlamına gelir. Peygamberimizin (sav) yaşadığı şehir, ahireti ve dünyayı içine alır. Batı yaşama biçiminin böyle bir ruhu yoktur. Ben medeniyetlerin ruhu olduğunu inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
İSLAMDA MÜZİK İNSANIN RUH HALLERİNİ İFADE EDER
“Medeniyeti bir insan gibi düşünelim” diyen Çetinkaya “Biz bir insana baktığımız zaman giyimi düzgün ise ilk bakışta bu kişinin iyi bir çevrede yetiştiğini düşünürüz. Hele güzel de konuşursa hakikaten medeniyet ehli olduğunu anlarız. Kılık kıyafet medeniyetin dış görünüşü olsun. Medeniyetin ruhunu sanat eserlerinden müzikten anlarız. Müziğin ifade gücü yüksektir. İslam medeniyetinin zirvesi Osmanlı’daki müzikte İslam’ın ruhunu da katmıştır. İslam Müziğinde Hint müziğini de bulabiliriz. Ama aralarında ortak bir husus vardır. Raga ve makamlar insanın ruh hallerini ifade eder. Batı da bunu rastlayamazsınız.” şeklinde konuştu. Konferans soru cevap bölümüyle sona erdi.