Deniz Hava Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, Deniz Hava Eğitim Merkezi Komutanlığında düzenlenen programda yaptığı açıklamada, vatanın göklerdeki nöbetçileri olduklarını söyledi.
Tümamiral Üstem, 2014'ün Türk deniz havacılığının kuruluşunun 100. yılı olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:
"Deniz havacılar olarak gökyüzü ve denizler şeklinde taahhüt ettiğimiz iki mavi arasında bir asrı geride bırakmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bugün sizlere Deniz Kuvvetlerinin en önemli unsurlarından biri ve resmi kabul töreni önümüzdeki aylarda yapılacak uçakları tanıtıyoruz. Türk Deniz Kuvvetlerinin ülkemizin denizlerdeki halk ve menfaatlerinin korunması görevini yerine getirmesinde etkin kullanılan deniz karakol uçakları, modern elektronik sistemler ve cihazlarla donatılmış, su üstü ve deniz altı savunma harbi icra etme kabiliyetine sahip, arama kurtarma harekatında etkin kullanılabilen, dünyada en az sayıda ülkenin sahip olduğu hava vasıtalarıdır. Türk Deniz Kuvvetlerinin modern deniz kuvvetine sahip olma ve geliştirme vizyonu kapsamında 2002 yılında başlanan çalışmaların sonucu olarak bugüne kadar 4 deniz karakol uçağının kabulü yapılmıştır, diğer 2 deniz karakol uçağının kabulünün ise temmuza kadar yapılması planlanmaktadır.
Bugün deniz karakol uçaklarımızla ilgili hem teorik bilgi alma hem de uçakların sahadaki görevlerine ilişkin uçuş faaliyetlerini gemiden izleme imkanı bulacağız."
- Deniz Hava Harekat Komutanı Kurmay Albay Akıncı
Deniz Hava Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Burhan Akıncı ise 100. yılını kutladıkları deniz havacılığının temellerinin Osmanlı İmparatorluğu döneminde atıldığını anlattı.
Donanma Cemiyeti'nin katkılarıyla, 1914 yılında ilk deniz uçağının satın alındığını, aynı yıl 25 Haziran'da Yeşilköy’de Deniz Tayyare Mektebi kurulduğunu, donanmanın güverte ve çarkçı sınıflarından subay atanmasıyla Türk Deniz havacılığının fiilen başladığına işaret eden Kurmay Albay Akıncı, şunları belirti:
"Anılan uçaklar 1. Dünya Savaşı ve özellikle Çanakkale Harbi'nde önemli görevler icra etmiştir. Cumhuriyet döneminde Deniz Tayyare Bölüğü olarak İzmir’de kurulan teşkilat, zaman içinde uçak sayısının artmasıyla tabur, alay ve tugay seviyesine kadar çıkarılmış ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında eskiyen deniz uçaklarının yenilenememesi nedeniyle 1947 yılında lağvedilerek deniz havacılık tarihinin ilk dönemi kapanmıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel, 1960’lı yılların sonunda Türk Deniz Kuvvetleri, helikopter ve uçaklardan oluşacak iki filo ile Türk deniz havacılığının yeniden kurulması kararını almıştır. Bu kapsamda; 301. Filo, Deniz Karakol (D/K) uçağı filosu olarak 18 Ekim 1971'de Etimesgut/ Ankara’da kurulmuş ve 14 Temmuz 1976'da Cengiz Topel Meydanı'na taşınmıştır.
351. Deniz Helikopter Filosu ise 15 Ağustos 1972'de Güvercinlik/Ankara’da kurulmuş ve 19 Mayıs 1973'de Cengiz Topel Meydanına intikal etmiştir. Her iki filonun da Cengiz Topel Üssü'nde konuşlandırılmasını müteakip, 4 Ağustos 1976'da Donanma Komutanlığı bağlısı birlik olarak Deniz Hava Üs Komutanlığı teşkil edilmiştir. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının deniz karakol uçağı ve deniz helikopteri ihtiyacına yönelik çalışmalar neticesinde öncelikle AB-204 helikopterleri ile S-2A deniz karakol uçakları teslim alınmıştır. Bilahare envantere daha gelişmiş imkan kabiliyete haiz AB-212 helikopterleri ve S-2E uçaklarının girmesiyle gelişim süreci devam etmiştir. 2000’li yıllarla dünyadaki en gelişmiş deniz muharebe helikopterinden biri sayılan S-70B Seahawk helikopterleri envantere girmeye başlamış ve buna paralel modern deniz karakol uçağı edinme faaliyetlerine hız verilmiştir."
Kurmay Albay Akıncı, çağın gerekliliklerine uygun, modern silah ve sistemlerle donatılmış deniz karakol uçağı teminine yönelik başlatılan Deniz Karakol ve Sahil Güvenlik Uçakları Görev Ekipmanları Tedarik ve Platformlara Entegrasyonu (MELTEM) projeleri kapsamında, ilk olarak 6 CN-235 uçağının 2001-2002 yıllarında Türk Deniz Kuvvetleri envanterine dahil edildiğini dile getirdi.
MELTEM-2 Projesi kapsamında da daha gelişmiş komuta kontrol ve modern keşif gözetleme sistemleriyle donatılan CN-235 D/K uçaklarının 2013 itibarıyla teslim alındığına dikkati çeken Kurmay Albay Akıncı, denizlerdeki dost ve müttefik unsurlarla müşterek veya müstakil, gece , her türlü şartta etkin görev yapılmaya başlandığını aktardı.
MELTEM-3 Projesi ile de geçen yıl 2 ATR-72 600 genel maksat uçağının envantere girdiği bilgisini veren Kurmay Albay Akıncı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Proje kapsamında 2017-2018 yıllarında 6 ATR-72 600 deniz karakol uçağına sahip olunması hedeflenmektedir. Platformlu gemilerin sayısının artması, donanmanın görev alanının sadece çevre denizlerle sınırlı kalmaması, denizlerde yatan hak ve menfaatlerin öneminin kavranması nedeniyle deniz hava gücümüzün de önemi artmış ve yapılan hamlelerle bugünkü düzeye gelinmiştir. Deniz hava gücüne ihtiyacın önümüzdeki dönemde daha da artacağına inançla bu alandaki yatırımlara devam edilmektedir. Başlangıçta sadece Cengiz Topel Üssü’nde konuşlu bulunan deniz hava unsurları, 4 Ağustos 2010'da 5 coğrafyada bulunacak şekilde Deniz Hava Komutanlığı çatısı altında yeniden teşkilatlandırılmıştır.
Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki yapısı, gerçekleşmekte olan projeleri, ileri teknoloji silah ve sistemlerle donatılan uçak-helikopterleri ile Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir deniz hava gücüne dönüşmüştür."
Basın mensupları, açıklamanın ardından Deniz Hava Harekatı Destek Merkezi ve deniz karakol uçaklarını gezdi.