“İşyerimizde 17.06.2015 tarihinde sahur yemeği verilmediğine dair basında çıkan haberler gerçeği yansıtmadığı gibi son derece endişe vericidir. Her Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da işçilerimize çorba ile porsiyona bağlı olmaksızın istendiği kadar kahvaltılık verilmiştir. İşverene hiçbir talep getirmeden olayın eyleme dönüşmesi ve işçiler üzerinde baskı kurularak üretimin durdurulması üzerine Genel Müdür Murat Yürekten tüm işçilerle görüşerek aşağıdaki metinde belirtilen açıklamaları yapmıştır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
İşyerinde sendika dolayısıyla yaşanan tüm olaylardan haberdarım. İşçiler istedikleri sendikaya üye olabilirler, isterlerse istifa edebilirler, bu bizim müdahil olacağımız bir konu değildir. Biz bu konuda hiçbir davranış sergilemedik. İnsan Kaynakları Müdürümüzün yaptığı her davranış ve söylem yönetim adına ve benim bilgim dahilinde yapılmış ve söylenmiştir. Üretim müdürlerimizi muhatap olarak bildirdik fakat görüşmediler.
Ancak dün geceden beri olay sendikal mücadeleden çıktı, şirketin işleyişini ve üretimi aksatacak bir sürece girdi. Bu nedenle bugün sizlerle konuşma ihtiyacı duydum. Sendikal tercihlerinizle ilgili baskı yapmamakla birlikte, bu tercihler işyerinde işi aksattığında önlemler almak zorundayım. Bu önlemler hukuka dayalı önlemler olacaktır. Ancak çalışanlarımızın zarar görmesine neden olabilir. Bunu istemiyorum.
İşyerimizde 2017 yılı Eylül ayına kadar yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi vardır. Bu TİS sona ermeden bir başka sendikanın yetki alması, sendika temsilcisi ataması ve o sendikanın şirketimizce muhatap alınması yasal olarak mümkün değildir. Tehditlere ve baskılara boyun eğmeyin, sağduyulu davranın, işinize ve işyerinize sahip çıkın, tahriklere kapılmayın, bu şekilde üretim ve çalışma barışı devam etsin. Aksi takdirde arzu etmediğimiz olayların yaşanmasından endişe duyuyorum. Bunun olmasını istemiyorum."