Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin 7. Kocaeli Kitap Fuarı’nda ikinci gün Yahya Kaptan Konferans Salonu’nda bir söyleşi gerçekleştiren Eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, ‘’Adım Adım Siyaset’’ kitabını neden yazma gereği hissettiğini anlattı. Siyasette parti teşkilatlarından bakanlığa adım adım ilerlediğini aktaran Ergün, ‘’Yaşadığımız tecrübelerden siyasetle ilgilenen gençlerimiz ders alsın diye bu kitabı kaleme aldım’’ dedi.
KOCAELİ’DE KİTAP KÜLTÜRÜ OLUŞTU
AK Parti İl Başkanı Şemsettin Ceyhan, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Mehmet İpşiroğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Tahir Büyükakın ve Başkan Danışmanı Ömer Polat ile kalabalık bir izleyici topluluğunun taklip ettiği söyleşide konuşan Ergün, ilk olarak 7. Kocaeli Kitap Fuarı’nın düzenlenmesi nedeniyle Büyükşehir’i tebrik etti. 7 yılda Kocaeli’nde çok önemli bir kültür oluştuğuna dikkat çeken eski bakan Ergün, ‘’Kitaba ve kitap fuarlarına olan ilginin arttığını memnuniyetle görüyorum. Daha çok okuyan ve yazan bir toplum olmamızı arzu ediyorum’’ dedi.
ERGÜN’DEN ADIM ADIM SİYASET
AK Parti Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, yaklaşık bir saat süren söyleşide daha 18 yaşındayken parti teşkilatlarında başlayan siyaset hayatında birikenlerin bir bölümünü ‘’Adım Adım Siyaset’’ kitabında siyaset yapmak isteyen gençlerle paylaşmak istediğini söyledi. ‘’18 yaşından beri siyasetin içindeyim. 22 yaşından bu yana da ilçe yönetimi, il başkanlığı, belediye başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlık görevleriyle aktif olarak siyasetin içinde oldum’’ diyen Ergün, sözlerine şöyle devam etti; ‘’Bu görevler siyaset yoluyla ülkemize ve milletimize hizmet fırsatı verdi. Toplumu tanımak ve hizmet üretmek açısından siyaset bir fırsattır. Siyaset yapmasaydım, Kocaeli’ni bu kadar iyi tanıyamazdım. Şehrin problemlerini, eksiklerini, ihtiyaçlarını, insanlarını siyasetle tanıdım.’’
ÇÖPÇÜNÜN ADINI HALA UNUTMADI
Siyasetçiye vatandaşın bütün dertlerini açtığını, bunun da siyaset yapan kişi için toplumu yakından tanımanın en iyi yolu olduğunu dile getiren Ergün, ‘’Topluma hizmet etmek isteyen gençlerimizi siyaset yapmaya davet ediyorum. Her meslekte topluma hizmet edebilirsiniz ama siyaset kadar toplumun geniş kesimlerine ulaşamazsınız. Belediye başkanlığı yaptığımda şehrin sokaklarını süpüren, çöpünü toplayanlara büyük saygı duydum. Belediye başkanlığı yaptığım dönemde bizim sokağın çöplerini toplayan bir işçi vardı, adı Hüdeyda… Onu selamlamadan belediyeye gitmezdim. Çöp arabasıyla bizim çöpümüzü toplayan işçinin yaptığı iş küçümsenemez. Her iş çok önemlidir, çok saygıdeğerdir, yeter ki alın teriyle çalışsın’’ şeklinde konuştu.
MİLLET İRADESİ YÖNETİME YANSIMALIDIR
Siyasetin doğru kararlar alındığında bir toplumun geleceğini aydınlatabildiği gibi hatalı bir kararla o topluma zarar verebileceğini de sözlerine ekleyen Ergün, ‘’Siyaset riskli bir iştir, ama doğru işler yapmak için size büyük fırsatlar verir. Bunu yolu da demokrasidir. Cumhuriyette 1950 seçimleriyle halk iradesi yönetimde söz sahibi olmuştur. Siyasetin her kademesinde görev yaptıysak, bu milletin iradesinin yönetime yansımasıyla olmuştur. Türkiye bunu çok iyi korumalıdır’’ açıklamasını yaptı.
‘’SİYASETE MOLA VERDİK’’
AK Parti’deki 3 dönem milletvekilliği kuralı nedeniyle siyasete mola verdiğini aktaran Ergün, ‘’Bu molayı yaptığımız işleri bir kitapta anlatarak, değerlendirmek istedik. Siyasette bazı olaylardan çıkardığımız dersleri de bu kitapta anlatmak istedim. Bundan sonra yazacağımız kitaplarda yerel yönetimler, parlamento, hükümet işleri gibi konuları daha derinlemesine ele alacağız. Siyasete ilgi duyan gençlerin bu kitaptan istifade etmesini istedim’’ yorumunu yaptı.
‘’GECE YARISI TELEFONUM ÇALDI’’
Siyasette yaşadığı anıları da kendisini dinleyen kalabalık topluluğa aktaran Ergün, milletvekilliği yaptığı dönemde sabaha karşı telefonunun çaldığını ve kendisini arayan kişiyle arasında geçen diyaloğu, şu sözlerle aktardı; ‘’Bir gece sabaha karşı telefonum çaldı. İzmitli ama tanımadığım bir kişiydi. ‘Şu anda Bostancı’da kuyruktayım’ dedi. Hayrola İzmitlisin ama İstanbul Bostancı’da bu saat ne kuyruğundasın diye sordum. Sağlık karnesi almak için kuyruğa girdiğini anlattı. Sağlık karnesi almak için geceden kuyruğa girip, ertesi akşama kadar bekliyorlardı. Sağlık karnesi olmadan hastaneye gidilemiyordu. Kendisine teşekkür ederim sen beni uykudan değil, gafletten uyandırdın dedim. Ondan sonra bu sorunu çözmek için çalıştık, 2-3 yıl sürdü ama artık sağlık karnesi diye, sağlık karnesi kuyruğu diye bir şey kalmadı. Şimdi TC kimlik numarasıyla her hastanede hizmet alınabiliyor. Önemli olan problemlere geçici değil, köklü çözümler üretmektir.’’