Kutuplaşarak olmaz, birlikte yaşayacağız
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Birol Aydın ilçenin ve Kocaeli’nin sorunlarını gayet iyi bildiklerini ve yerel yönetimlerde keyfi yönetimi değil halkla birlikte şeffaf bir yönetimi amaçladıklarını anlattı. Yönetmenin, halkı yönetmek olmadığını, bir yerin kaynaklarını yönetmek olduğunun altını çizdiği konuşmasında, “Bu ülkenin doğru işler yaptığı müddetçe, ürettiği müddetçe birliğini, bütünlüğünü muhafaza ettiği müddetçe yedi düvel değil, yedi yüz elli düvel gelse bize bir şey yapamazlar Allah’ın izniyle. Ama biz birbirimize sahip çıkmazsak, kamplaşırsak, kutuplaşırsak, kimlik siyaseti yaparsak, o ya da şu partiye oy verenleri ötekileştirirsek olmaz ki! En nihayetinde 31 Mart’tan da sonra hayat devam edecek.” diyerek seçim sürecinde iktidar tarafından yükseltilen tansiyonu düşürerek insanımıza nefes alacak bir alan açtı.
Siyasi partiler düşman değil rakiptir
31 Mart’ta gerçekleştirilecek seçimin sadece bir yerel seçim olacağının altını çizen Aydın, “Siyasi partiler bir birinin düşmanı değillerdir. Bir birlerinin rakipleridirler. ‘Ben daha iyi yapacağım’ diye, mücadele eden insanlarıdır. Buna başka anlam yüklemek doğru değil.” ifadelerini kullandı.
Biz halkı yönetmeyeceğiz, bütçeyi halka birlikte yöneteceğiz
Birol Aydın muhtarlarla buluşmasında demokrasinin sadece beş yılda bir sandığa gitmek olmadığını vurguladı ve kendi bakış açılarını anlattı. Aydın, “Yönetmek demek, değerlendirmek demektir. Seçimlerde yerel yöneticiler, belediye başkanları halkı yönetmeye talipler. Biz halkı yönetmeye talip değiliz, imkanlarımızı, bütçemizi, kaynaklarımızı değerlendirmeye talibiz. Halk yönetilir mi? Yerel yönetim demek, halkla beraber yönetmek demektir.” diyerek yıllardır ülkede yanlış anlaşılan beraber yönetme konusunu açıklığa kavuşturdu.
Kandıra bir nimet
Kocaeli ve Kandıra’nın potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirten Aydın; “Ulaşım açısından en elverişli yerde, deniz, kara, hava, demiryolu… Hepsi burada. Bu müthiş imkan ve fırsat. Hem Karadeniz, hem Akdeniz iklimi var. Hem Ege iklimi var. Bu topraklarda bir tek beton ve kötülük bitmez. Ne ekersen alabiliyorsun. Kocaeli’nin böyle bir imkanı var. Fındıkta alabiliyorsun, kiraz da alabiliyorsun, sebze-meyve alabiliyorsun. Dağlarımız, yaylalarımız var. Kış turizmine ve yaz turizmine elverişli yerlerimiz var. İki denizimiz var. Ki biri iç denizdir. Sanayi kenti burası. Türkiye’nin sanayisinin toplandığı yer. En fazla ihracat yapan, en fazla yabancı yatırımcı çekme özelliğimiz var. Kandıra hem bir tarım hem de bir turizm kenti olabilir. Kocaeli’mizin, Kandıra’mızın potansiyeli yüksektir. Düzgün bir idareyle, iyi değerlendirildiği zaman Kocaeli’mizin dünyanın gözdesi bir kent haline gelir. Burada bir taraftan hayat ucuzlar. Bir taraftan insani, bir taraftan diğer özelliklerimiz itibariyle Kocaeli’miz hem bir sanayi, tarım, turizm, ticaret, hem de bir kültür kenti olabilir.”
Aydın: İşimizi Şeffaf Yapacağız
“Biz kendimizi denetleteceğiz. İşimizi şeffaf yapacağız. Yani yaptığımız ihalelerin, mali harcamaların tamamını, projeleri öncesinden başta muhalefet partileri olmak üzere bu evraklara ulaşma, ilgililere ulaşmak isteyen herkese ulaştıracağız. Denetim ve şeffaflık, yerel yöneticinin sigortasıdır. Göreve dürüst olarak gelmek değil, aynı zamanda görev süren bittiği zaman, emaneti vatandaşa teslim ederken dürüst olarak, alnı ak bir şekilde görevi teslim etmiş olman gerekir.” diyerek yönetimde şeffaflığın sözünü halka verdi.
Kandıra Tarımsal üretim merkezi olacak. Yöresel ürünler markalaştırılacak
“Bu seçimler önemlidir. Kocaeli’de hayat bizim yönetimimizde ucuzlayacak. Çünkü üretim olacak. İşsizlik azalacak. Hem kırsal kalkınma olacak, hem hane halkı geliri artacak. Bir basit örnek veriyorum. Biz şu anda Kocaeli’de, Antalya’da iki-üç gün sonra gelen domatesi kullanıyoruz. Bunu burada yapabilir, burada üretebiliriz. Kandıra’da, Başiskele’de, Kartepe’de, Gebze’de… ben bunu sadece domates örneği üzerinden veriyorum. Siz bunu çoğaltın. Domatesi burada modern, yeni tarım anlayışıyla yapabiliriz, organik üretebiliriz. Böylece hem organik olur, hem de daha ucuz olur. Hem de burada ürettiğimizi yanı başımızdaki İstanbul’u kendimize pazar yapabiliriz. Hem buradaki insanımız daha fazla üretip kazanacak. Üreten insanımız kazanmaya başlayınca daha fazla üretmeye başlayacaktır. Biz Büyükşehir belediyesi olarak bir üreten-tüketen arasında garantör olacaktır. Kandıra yoğurdu, sütünü de aynı şekilde yapabiliriz. Markalaştırırız. İstanbul pazarında değerlendiririz.”