Seçimleri geride bıraktık çok şükür. Gerçekten halkımıza teşekkürler. Teşekkür ediyorum çünkü siyasilerin göremediğini halkımız gördü. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ a da feraset ve cesaretinden dolayı teşekkür etmek gerek. Sebeplerini tek tek açıklayacağım. Bildiğimiz gibi haziran seçimlerinde halkımız aslında mevcut iktidarın devamından yana oy kullanmış olmasına rağmen tek başına iktidar olamaması muhalefetin iştahını kabartmıştı. 8 haziranda seçmen, iktidarı dikkat et diye uyardı. Muhalefet bu uyarıyı kendine destek olarak algılayınca, birbirleriyle uzlaşmadıkları gibi, iktidara da yanaşmadılar ve bilinen gelişmeler yaşandı. Ana muhalefet partisi seçimi kazanmış gibi koalisyon için 14 şartım var dedi ve dediğinde ısrarcı oldu. Ak Partiye kapıları kapamış oldu. Muhalefete taviz üstüne taviz verdi ancak uzlaşma mümkün olmadı. Bu noktada lider farkı ortaya çıktı. Liderle yönetici arasındaki fark ta budur zaten. Yönetici işini yapar. Lider feraseti ile geleceği okur ve yöntem belirler. Ana Muhalefet Partisi lideri, doğru benim dedi ve dediğinde ısrar etti. Bu işin sonunun çözümsüzlüğe gideceğini göremedi. Nasıl olsa yeni seçim olacak, AKP oy kaybedecek, muhalefet partileri oylarını yükseltecek, sonunda hayal gerçek olacaktı. AKP yıkılacaktı. Ana muhalefet tek başına iktidara gelemeyeceğini biliyordu ama olsun. AKP yıkılacak ya diğer iki partiden biriyle iktidar olacaktı. Gerisi kolaydı. Ama 1 Kasım seçimleri ortaya çıktı. Bunların hepsi tatlı birer rüya imiş ve rüya kısa sürmüştü. AKP yıkılacak derken başka yapılar çatırdıyordu ve derin sessizlik oldu. Gelelim cumhurbaşkanımıza. Partisini bırakıp, cumhurbaşkanı olmuştu. Alışık olmadığımız şekilde bir cumhurbaşkanlığı yapıyordu. Alıştığımız cumhurbaşkanları nasıldı? Piramitin tepesinde görünür, ancak icraya müdahale edemezdi. Sadece iktidarın icraatlarını engelleme görevi vardı. Meclisten geleni reddeder, tekrar önüne gelirse imzalardı. Bu nasıl tepe, nasıl bir anlayış. Bu makam göstermelikse ne gereği vardı bu makama. Kendimizi mi kandırıyoruz. Cumhurbaşkanı en tepede ise, icraya müdahale edebilmeli. Müdahale edemeyecek ise o makama gerek yok. Bu konu tartışmaya açık bir konu ve bence şimdi zamanı değil. Bazı kesimlerin tabuları henüz yıkılmış değil. Bu tartışmaya Türkiye henüz hazır değil bence. Bu konuyu ayrı bir yazıda ele almak gerek. Şimdi liderlik ferasetini anlatacağım. Demokratik teamüllere göre hükümet kurulamaz ise en yüksek oyu alan ikinci partiye görev vermek gerekir. Doğru. Ancak her doğru her yerde söylenmeyeceği gibi, bu doğruyu burada uygulamak anlamsız ve belki de telafi edilemeyecek zararlara yol açabilecekti. Bu noktada lider feraseti devreye girdi. Öyle bir yöntem uyguladı ki, zamanı, zemini öyle bir kullandı ki, şapka çıkarmak gerek. Bunu yaparken her zaman olduğu gibi bir sürü gürültü koparıldı, yok demokrasi, yok teamüller vb. bir sürü laflar. Hiç birine aldırmadı lider. Kendi bildiğini yaptı. Çünkü doğru tekti ve bu meclisten hükümet çıkmazdı, çıkmadı da. Liderin biri bunu ilk günden gördü ve gereğini yaptı. Diğerinin bu gerçeği hala gördüğünü sanmıyorum. Sonuç ortada. Beklenenden de iyi oldu. Bu noktaya kadar her şey güzel gözüküyor. Gün; icraat günü, birlik, beraberlik günü. İktidar yok, muhalefet yok; Millet var, Devlet var. Ak Partiye ve Cumhurbaşkanımıza çok iş düşüyor. Artık aslına dönüş gerek. Ak Parti kurulurken; 3 Ç kuralı vardı. Çalmayacağız, Çaldırmayacağız, Çok çalışacağız diyorduk. Yanlışlar oldu tabi. Yeni Türkiye var artık. Başbakanımız da hamd olsun aslına dönüşün sinyallerini veriyor her konuşmasında. Verilen sözler bizim için senet hükmündedir ve hepsini yerine getireceğiz diyor. İcraata başlamadan, muhataplarla görüşmelere başladı bile. Başbakan, seçmenin verdiği krediyi iyi kullanacak anlaşılan.
TeşekkürlerTürkiye,TeşekkürlerCumhurbaşkanımTeşekkürler Başbakanım. Ayrım yok.
TEK BAYRAK, TEK MİLLET,TEK DEVLET. 78 MİLYON TEK YÜREK.
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.
En derin muhabbetle herkese saygılarımı sunuyorum.
M. Hatip ERKINAY