Bilindiği gibi çok değişik bir süreç içerisindeyiz. Haziran seçimlerini geride bıraktık. Beklenmedik sonuçlar çıktı. Bu sonuç az çok tahmin edilmekle beraber, kıl payı da olsa Ak Partinin iktidar olacağı bekleniyordu. Bu gerçekleşmeyince, partilerden birinin desteği ile hükümeti yine Ak Parti kurar diye beklendi. O da olmadı. Önce vatan diyen de önce ülke diyen de aslında önce intikam dedi. Oysa iktidar ortağı olup, sonrasında Ak Parti aleyhine verilecek her türlü gen soruyu meclisten geçirecek güç varken çözümsüzlüğü seçtiler. Başka alternatif kalmayınca da 5 saatte koalisyonu kurarız dediler. Kurarsın da güvenoyunu uzaydan mı alacaksın. Önceki yazımda da belirttiğim gibi partiler seçimi kendilerine göre yorumladılar. Bir kısım medya ve 7 düvelin desteğini alanlar oldu. Gelin görün ki meclise girebilen 4 parti sanki seçimin galibi imişler gibi davrandılar. Partilerin hepsinin kendilerine göre kazanma hikayesi oldu. Oylarını artıramayan da yıktım diye sevindi. 7 düvel ve onlarla birlikte hareket eden iç güçler, yapılan güzel işleri anlatmak yerine, her zaman var olan ve muhtemelen var olmaya devam edecek olan olumsuzlukları sanki dünyanın sonu gibi yansıtarak algı operasyonu yaptılar ve başardılar. Bizim oğlan da sağ olsun onların değirmenine su taşıdı. Yapma etme dendiyse de dinleyen olmadı. Seçim sonuçlarına 7 düvel ve onlarla birlikte hareket eden iç güçler sevindi. Gelinen noktada hizmetler aksadı. Ne olduysa terör birden hortladı. Kavramlar birbirine girdi. Algı operasyonlarıyla öyle bir hale geldik ki anlamak çok zor. İstanbul’ da eli silahlı ve maskeli insanların varlığına ne demeli? Doğrusu anlamakta zorlanıyorum. Türk, Kürt, Laz, Abaza, Çerkez kardeşken bu neyin savaşı, neyin barışından bahsediyoruz? Biri bize anlatsın da anlayalım. Cumhurbaşkanlığı makamı düne kadar başkomutanlık makamı idi. Bugün dış güçleri kendimize güldürecek kadar o makamdakini tanımayan ve kendine vatansever diyen insanlar var. Sevin ya da sevmeyin bu makamda bulunan kişi yine karşı güçlerin birleşmesine rağmen tartışmasız bir şekilde % 50 nin üzerinde oy alarak o makamı hak ederek almış bir kişi iken, halk desteğini görmezden gelenler var. Bu seçimde halk, yol ayrımında. Kemikleşmiş oyların dışında iki partiden başkasına oy verenler hem kendilerini hem ülkeyi kaosa sürüklerler. Artık bu seçim, Ak Parti veya CHP’ yi iktidar yapma seçimidir. Muhalefetin kendi aralarında hiçbir koşulda anlaşamadıkları ve bir araya dahi gelemeyecekleri gerçeği ortada iken muhalefete verilen oylar çöpe gidecektir. MHP’ nin mevcut oy oranından iktidar olma şansı olmadığına göre, MHP’ ye verilecek oylar kaosa veya CHP’ ye gidecektir. CHP’ de oylarını artırsa bile % 25 olan oy oranının iktidarı alacak kadar yükselmesi hayalden de öte bir şeydir. Hiçbir dönemde sosyal demokrat oylar Türkiye’ de % 50 yi görmemiştir. Bu seçimde de göremeyecektir. Bu nedenle MHP, SP, BBP seçmenleri tercihlerini, KAOS, CHP VE AKP’ den birine yapmalıdır. Bu seçmenin vereceği oylar, ya uzlaşmaz, birbirini yok sayan guruba gidecek ve memleket gerçek bir kaosun içine sürüklenecek ya da oylar halkın yarısından fazlasının muhafazakar olduğu ülkemizde, gerçekten çok ciddi hizmetlerinin yanında hataları da olmuş AK Partiyi iktidar yapacaktır. İstikrar için, yükselişin devamı için, halkın çoğunluğunun kabul ettiği görüşe oy verilmeli. Seçim olarak değil referandum olarak düşünülerek oy verilmelidir. Son pişmanlık fayda etmez.
En derin muhabbetle herkese saygılarımı sunuyorum.
M. Hatip ERKINAY
hatasını görmemiş ve yaptığı hatanın bedelini ödememiş bir parti var karşımızda. milletin iyi niyeti bitmiştir. bedel ödenmelidir. zaten. bu süreçte ak parti derin mahfillerin eline düşmüştür. yeni bir parti ile ve merkez demokrat bir parti ile yola devam inşallah.