Eğitim, sağlık ve spor dünyası da, kültür sanat dünyası da memleketin hali gibi. Her şey ve herkes oturmuş AKP ve Gülen arasındaki kavgayı izliyor. Bir başbakan hakkında, birden fazla hukuk derneği kalkıp suç duyurusunda bulunuyor. Sadece başbakan hakkında olsa iyi. Adalet bakanı ve AKP’li bir çok ismin de bulunduğu 50 kişi hakkında bir suç duyurusu bu.
Yerel seçim çalışmaları; bu ve bunun gibi bir çok siyasi manevranın, kavganın ve kirliliğin içinde devam ediyor. Partiler bu süreçte yerel seçimleri aynı zamanda bir genel seçim gibi algılıyor. Özellikle başbakanın son söylediği “Bu seçimde adaya değil partiye oy vereceksiniz” demesi de bundan dolayı ayrı bir önem taşıyor.
Her ne kadar parti liderleri 30 Mart seçimlerini genel seçim havasına soksalar da yerelde durum pek de öyle görünmüyor. Yerel siyasette olağan hızıyla adayların tanıtımı devam ediyor. Seçimi kazanmak artık öyle çantada keklik görünmüyor. Her aday kendi tanıtımını yapmak zorunda. Çünkü genel siyasette yaşanan tedirginlik ve karmaşa bu seçimde adayları daha çok ön plana çıkaracak. Mesela Ak Parti’nin mevcut adaylarla yola devam kararı almadığı ilçelerde bu durum çok önem kazandı. Körfez, Kandıra, Kartepe, Çayırova ve Dilovası seçimleri Ak Parti adayları açısından müthiş önemli.
Sadece bu ilçelerde değil, mevcut adaylarla devam ettiği ilçelerde de sıkıntı yaşamasını ihtimal dahiline almayan Ak Parti teşkilatları bunu şimdiden düşünmeliler.
Bununla birlikte yerel seçimde e önemli aktörlerden biri de siyaset üstü belirleyiciler olacak. Mesela kanaat önderleri, iş adamları, belli başlı bazı sivil toplum örgütleri ve eski bazı siyasiler. Burada özellikle eski siyasetçilerin rolü de çok önemli olacak.
İş adamlarına da bir parantez açmak gerekecek. İş adamları da siyasete nasıl etki edecek demeyin. Gündemi yakından takip edenler iş adamlarının siyasete nasıl etki ettiğini iyi görür. Özellikle partilerin dizaynı noktasında devreye giren bir çok iş adamı sıralayabiliriz. Hem de her parti için geçerli bu.
Büyük iş adamlarının her partiye sıcak davranmasının er partiye eşit mesafe almasının temel sebebi budur. Hatta bazıları partilere hem de hepsine maddi destekler de bulunurlar ki seçim sonrasında kim kazanırsa daha raht işleri yürüsün diye. Bu noktada siyasi partileri dizayn etmeye ve yönlendirmeye bayılırlar. Bazı iş adamları da her partide adamım olsun babında ya akrabasını destekler yada kendi adamlarını maddi destekle partilere sokmaya çalışırlar.
Yerel siyasette rol alan aktörlerin bu noktada artık çok dikkatli davranması gerektiği aşikar. Özellikle 17 Aralık operasyonunun ardından iş adamı siyasetçi ilişkilerinin artık daha çok kurgulanacağı bir döneme giriyoruz. Medyanın rolü meydanda. Gündemdeki kavga medya ayağı ile acımasızca devam ediyor. Hal böyle iken yerel siyasete soyunan yada mevcutta hala bununla uğraşanlara kendilerine çeki düzen vermelerini söylemeli birileri.
E biz de gazeteciyiz. Kulağımıza gelenleri duymazlıktan gelemeyiz. Araştırıp doğru haberleri kamuoyuna sunmak da bizim görevimiz.
Kalın sağlıcakla…