‘’KENDİMİZİ ONLARIN YERİNE KOYALIM’’
Seminere Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Hasan Aydınlık, İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanı Osman Ayvazoğlu ile personel katıldı. Seminerde yaptığı konuşmada Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Aydınlık, “Engelliler konusunda farkındalık oluşturmak için bu semineri düzenledik. Engellilerin yerine kendimizi koyarak onların hayatlarını kolaylaştıracak ne tür işler yapabileceğimizi belirleyebiliriz. Bizler engellilere hep bir empati ile yaklaşıp, onların yaşamını hayata entegre edebilecek bir çabanın içinde olmalıyız” dedi.
MİTOLOJİDE ENGELLİNİN DURUMU
Engellilerin davranışlarının sorgulamaya ve düzeltmeye kalkışıldığında çok agresif ve memnuniyetsiz insanlar görüldüğünü dile getiren Öztürk, buna sebep olan düşünce biçiminin öğrenmeye çalışıldığında mutlaka onlara yardımcı olunduğunu vurguladı. Öztürk, “Yerel yönetimler engellilerle ne kadar sağlıklı iletişim kurarsa hükümetin de yükü o kadar hafifler. Engelliler insanoğlunun var olduğundan bu tarafa var. Bize ulaşan en yakın engelliler tarihi anlatım tarihi olarak bildiğimiz Yunanlı tarihçi Homeros -kendisi de bir görme engellidir- çok tanrılı dinlerin olduğu zamanlarda tanrı Zeus’un, ‘Bana bunlar ruhlar aleminde isyan ettiler, bundan dolayı da ben onları cezalandırdım’ dediği o imajı günümüze kadar getiren söylemden bahseder” dedi.
ÇOK TANRILI DÖNEMDE ÖLÜME TERK EDİLDİLER
Öztürk, sözlerine şöyle devam etti; “Zeus bir gün toplamış kahinlerini demiş ki; ‘Bu engelliler şu şu suçlardan dolayı cezalandırıldılar. Bunlara dünyada yardım edebileceklere de ben aynı cezayı vereceğim.’ Kahinler de bu korkudan dolayı engellileri şehrin dışına itmişler. O zamandan beri engellilerin şehrin dışında yaşaması istenmiştir. M.Ö. 5000 yıl önce söylenmiş bir söz 19. yüzyılda da etkisini göstermiştir. Engelliler çok tanrılı dönemde şehrin dışında yalnızlığa ve ölüme terke edilmiştir. Hıristiyanlar da engellilerin lanetli olduğunu kabul etmiştir. Germen İmparatorluğu’nda engelli bir çocuğa sahip olan anne, baba ve büyük kardeşe engelliyi suda boğarak öldürme hakkı tanınmıştır. Sanayi devrimine kadar engelliler çok kirli işlerde çalıştırıldılar.”
TOPLUMUN DIŞINA İTİLMİŞTİ
“1900’lerde bir şeyler değişti. O zamana kadar engelliler lanetliydi ve toplumun dışına itilmişti. İstanbul’da 100 engelli çocuğu ailesine gittim. ’İlk çocuğunuz olduğunda ve engelli olduğunu öğrendiğinizde ne hissetiniz?’ diye sordum. Dedikleri; ‘Ben bir günahımın bedelini ödüyorum.’ Allah kimseyi dünyada cezalandırmamış. Allah, Kur’an’da engelliye nasıl davranılacağını söylüyor. Onun özel olduğunu söylüyor.’’
BİZİM İÇİN İMTİHANDIR
‘’Hz. Peygamber bir gün mescitte otururken Cebrail A.S. geliyor. Ümmü Mektun da orada oturuyor. Sen ne zamandan beri körsün diyor. Doğuştan beri cevabını alıyor. Cebrail A.S. ‘Ben Allah’tan bir şey işittim. Allah diyor ki; ‘Ben bir kulun bir uzvunu alsan kulum da ona sabretse onu cennete koymamaktan haya ederim.’ Sahabeler soruyor; ‘Ona yardım eden, ona bakana bir şey yok mu?’ Buna da peygamberimiz cevap veriyor; ‘Onun yolundaki en basit dikeni bile kaldırana Allah rahmeti ile muamele eder.’ Bu yüzden engelli olgusu özel bir durumdur. Saad bin Ebu Vakka son iki senesinde ama olmuştur. Sorarlar; ‘Herkese dua ediyorsun kabul oluyor, kendine neden dua etmiyorsun’. O da, ‘Allah beni nasıl görmek istemişse ben ona razıyım’ diyor. Bu bizim imtihanımızdır. Onun hayatını kolaylaştırmak, ona yaşanılabilir bir dünya kurmak bizim imtihanımızdır, engelli olarak yaşamak ve sabretmek de onun imtihanıdır.’’
470 BİN AİLEYE ENGELLİ BAKIM PARASI
‘’Yapılan araştırmalara göre Türkiye nüfusunun yaklaşık 8 milyon 431 bini hayatını engelli olarak idame ettiriyor. Engellilerin yüzde 36’sı hiç okula gitmemiştir. Engellerin sadece yüzde 59’u liseyi bitirmiştir. 2007 yılında BM’de engelli haklarına dair bir sözleşmeye imza attık. Türkiye engellilerle ilgili 50 maddelik sözleşmeyi uygulama kararı aldı. Sağlık, ulaşım ve eğitim gibi problemleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapıldı. 5378 sayılı yasayla engellilere evde bakım parası ödenmeye başlandı. Şu anda 470 bin aileye engelli bakım parası ödeniyor. Bu Türkiye’de devrimdir. Sosyal devlet ilkesi adına inanılmaz bir adımdır. Türkiye’nin artık hiçbir engelli yasasına ihtiyacı yok.”