Genç işçiler borçla boğuşuyor, gelecek planı yapamıyor

Körfez Emek Gençliğinin genç işçilerle yaptığı ankete göre gençler borçlarla boğuşuyor, düzenli beslenemiyor, gelecek planı yapamıyor. Sistemin gençlerden beklentisinin bu sistemin devamlılığına hizmet etmesi olduğunu ifade eden Emek Gençliği, “Bizler bugün hayal kurabileceğimiz, güvenceli bir yaşamın olduğu, yarına karnımızın doyup doymadığını düşünmediğimiz bir dünya için birlik olmalıyız” çağrısını yapıyor.

Metal, petrokimya, hizmet, depo, lojistik, liman, inşaat gibi 8 farklı iş kolundan 17-30 yaş arası 70 genç ile yapılan ankette çıkan sonuçlar genç işçilerin yaşanan bu kriz koşullarındaki yaşam standartlarını gözler önüne seriyor. Çalışmanın sonucunda ortaya çıkan verilere bakıldığında, salgın dönemine rağmen birçok işyerinde iktidarın istediği gibi çarklar dönmeye devam etti. Ankete katılan işçilerin yüzde 57’sinin işyerlerinde pandemiden sonra da herhangi bir değişiklik olmadı. Pandemi öncesindeki çalışma saatleri, izin günleri, mola süreleri aynı şekilde kaldı. Salgının resmi olarak açıklanmasından bir hafta sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan 100 milyar liralık ekonomik destek paketinden emekçilere düşen ise 2 milyar liraydı. Ankete katılan işçilerin yüzde 81.4’ü, ekonomik destek paketinden yararlanamadığını belirtti. Körfez Emek Gençliği, “2 milyarın emekçilere yetmediği, hatta birçoğunun bu pakete ulaşamadığı ortadadır” dedi.

‘GENÇ İŞÇİLER BORÇLARLA DA BOĞUŞUYOR’
Körfez Emek Gençliği tarafından yapılan açıklamada, “Kriz koşulları ile birleşen salgının yarattığı ekonomik sıkışmışlık genç işçiler içerisinde de apaçık kendini göstermektedir. Her gün gelen yeni zamlar ücretleri gelmeden eritir durumda. Genç işçilerin yüzde 81.5’inin ücretlerinin temel ihtiyaçlarını karşılamadığını söylemesi de bu gerçekliğin somut örneğini veriyor. Geriye kalanlar da ailesiyle beraber yaşadığı ya da bekar olduğu için ücretini yettirebildiğini söylüyor. Ücretlerin temel tüketime yetmemesi düzenli beslenememeyi de peşinden getiriyor. İşçilerin yüzde 72.5’i düzenli beslenemiyor. Üstelik beslenme koşullarını ‘Meyve sebze yok, karnımız doyuyor sadece’, ‘Sadece bakliyat yiyebiliyorum’, ‘Ne bulursak onu yiyoruz’, ‘Abur cuburla karnımı doyuruyorum’ gibi sözlerle ifade ediyorlar. Genç işçiler hayat pahalılığı ve gelecek kaygısının yanı sıra borçlarla da boğuşuyor. Ankete katılan işçilerin yüzde 74.3’ünün yüksek meblağlarda borcu olduğu, bazılarının borç için çalıştığı ortaya çıkıyor. Hatta gençlerden biri ‘200 lira borcum var, maaş geldiği gibi gidiyor, inan ki o borcu veremiyorum’ diyerek ekonomik anlamda sıkışmışlığın en net örneğini veriyor” dedi.

Pandemiyle birlikte sokağa çıkma kısıtlamasının olması işçilerin sosyal hayatlarını neredeyse sona erdirdi. Ankete katılan işçilerin yüzde 69’u iş dışındaki vaktini evde geçirdiğini söyledi. Bu duruma dair ise Emek Gençliği, “Ev ve iş arasında mekik dokuyan, patrona kâr sağlayan bir unsurdan öteye gidemeyen, aslında yaşamayan sadece nefes alan bireylere dönüştüğünü anlıyoruz” dedi.

‘SADECE YÜZDE 3’Ü YAŞAM KOŞULLARINI İYİ BULUYOR’
Ankete katılan genç işçilerin sadece yüzde 3’ünün ülkedeki yaşam koşullarını iyi bulduğunu açıklayan Körfez Emek Gençliği, “Esasında gençler burjuva iktidara ve burjuva muhalefete güven duymuyor. Ama buna bağlı olarak da kendi örgütlülüğüne dayanıp, mücadele etmeyi, bu eşitsizlik yumağı sistemi değiştirmeyi de önüne koymuyor. Tüm bu tabloyla birlikte ülkedeki yaşam koşullarını da sorduğumuz genç işçilerden sadece yüzde 3’ü memleketteki yaşam koşullarını iyi buluyor. Anketimize katılan genç işçilerin yüzde 77’si Türkiye’de herhangi bir partinin gençliğe yönelik politikaları olduğunu düşünmüyor” dedi.

Gençlerin en çok ne yapmak istedikleri soruya ise ‘Hayal kuramıyorum’ şeklinde cevap vermesi çarpıcı. Bunun yanı sıra daha iyi bir iş, tatil yapmak, ülkeyi gezmek, gençlerin yapmak istedikleri arasında.

‘1 MAYIS’TA BULUNDUĞUMUZ HER YERDE YAN YANA GELMELİYİZ’
“Salgınla birlikte derinleşen krizin faturası işçi ve emekçilerin sırtına yükleniyor” diyen Körfez Emek Gençliği, şu çağrıyı yaptı: “Genç işçiler pandemiyle birlikte borçlar, gelecek kaygısı ve ağır çalışma koşullarıyla boğuşuyor. Bizlerden bekledikleri ise bu düzen içinde, ardı arkası kesilmeyen krizlerin bir parçası olmamız ve krizin faturasını ödememiz. Bizler bugün hayal kurabileceğimiz, güvenceli bir yaşamın olduğu, yarına karnımızın doyup doymadığını düşünmediğimiz bir dünya için birlik olmalıyız. Patronlar ve hükümet kendi çıkarlarını savunmak için birlikte ve örgütlü hareket ediyorsa, bizler de kendi taleplerimiz, yaşam hakkımız için birlik olup örgütlenmek zorundayız. Bunun için bu 1 Mayıs’ta bulunduğumuz her yerde yan yana gelmeli, taleplerimizi hep birlikte haykırmalıyız. İş, eğitim, gelecek, gençlik hiçbirinden vazgeçmeyecek”