Bunun yanısıra kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır. Bu amaçla oluşturulan “1-7 Nisan Kanser Haftası”nda her yıl farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır.
2013 yılında gerçekleştirilen Dünya Sağlık Toplantısı’nda “Dünya Kanser Bildirge”si yayınlanmış ve bu bildirgede global kanser yüküne değinilerek kanser kontrolünün önemi vurgulanmıştır. Bu bildirgeye göre ana hedef “Kansere bağlı erken ölümlerin engellenmesiyle beraber kanser tanısı alanlarda yaşam oranlarının ve yaşam kalitesinin artırılması” olarak belirlenmiştir.
UICC tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar vurgulanmıştır;
1) Ulusal seviyede etkili kanser mücadelesi, o ülkenin kanser yükü ve risk faktörlerine göre hazırlanmış Ulusal Kanser Kontrol Programı ile başlar;
Kanser kontrol planları, hasta ve yakınlarının, duygusal, zihinsel ve bedensel iyiliğine etki eden tüm faktörlere yönelik psikososyal destek sağlayacak şekilde hazırlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki gerek kayıtçılık ve tarama, gerekse de tedavi ve palyatif bakım olsun birden fazla alt başlığı bulunan ve bu başlıklar arasında çok önemli bir koordinasyon ve planlama bütünlüğünü gerektiren “Kanser ile mücadele”de şüphesiz ki etkin bir “Ulusal Kontrol Programı”nın bulunması en önemli adımı oluşturmaktadır. Bu amaç doğrultusunda; dünya genelindeki tüm bilimsel ve sağlık politikalarındaki konu ile ilgili gelişmeler takip edilerek ve daha önce uygulamış olduğumuz 1. fazdan edindiğimiz ulusal tecrübelerimizi de bunlara ilave ederek 2013-2018 yılları arasında uygulamayı planladığımız “Ulusal Kanser Kontrol Programı”nın 2. Fazı hazırlanmış ve uygulamaya geçilmiştir.
2) Sağlıklı Yaşamayı Seçmek İmkansız Değildir;
Bireyler ve toplumlar, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Sigara da eklendiğinde bu rakam %50’ye ulaşmaktadır. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma cilt kanserinin önlenmesinde, mesleksel ve çevresel maruziyetler, örneğin asbestoz da kanser yükünün artmasında önemli rol oynamaktadır. Ülkemizde de bu konuya oldukça fazla önem verilmektedir ki mevcut tütün ve obezite eylem planlarımız çok başarılı sonuçlar ile hızla devam etmektedir. Bu programlara ek olarak kanser özelinde Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı, Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı, Elektromanyetik Alanların Sağlık Etkileriniz İzlenmesi gibi çok yeni programlar da başlatılmıştır.
3) Kanserde Erken Tanı İmkansız Değildir;
Meme, kolorektal ve servikal kanserler için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun nüfus tabanlı tarama programı oluşturmak için sağlam kanıtlar bulunmaktadır. Kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini arttırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı arttırmalıdır. Bu konuda da ülkemizde önemli çalışmalar yürütülmekte olup ilimizde 3 KETEM (Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi) bulunmaktadır. Meme, serviks ve kolorektal kanser taramaları bu merkezlerde ve Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Emeği geçen tüm Müdürlük çalışanlarına, KETEM personellerimize, Toplum Sağlığı Merkezi çalışanlarına, Aile Hekimlerine teşekkürlerimizi sunarız.