KİST HİDATİK, HASTALIĞINA DİKKAT

Kurban bayramının yaklaştığı bugünlerde İl Sağlık Müdürlüğü halka yönelik sağlık ve hijyen konularında vatandaşlara yönelik uyarı ve bilgilendirmeler yapmaya devam ediyor.

KİST HİDATİK, HASTALIĞINA DİKKAT

Kurban bayramının yaklaştığı bugünlerde İl Sağlık Müdürlüğü halka yönelik sağlık ve hijyen konularında vatandaşlara yönelik uyarı ve bilgilendirmeler yapmaya devam ediyor.

07 Ağustos 2019 Çarşamba 11:55
KİST HİDATİK, HASTALIĞINA DİKKAT

Sağlık Müdürlüğü bu sefer Hidatik Kist hastalığına dikkat çeken bir duyuru yayınladı. Normalde hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde görülmesine rağmen Kurbanda her bölgede hayvan kesimi yapıldığından Kist Hidatik ve benzeri hastalıklara, dolayısıyla hijyen kurallarına bu dönemlerde daha da dikkat edilmesi gerekiyor.  

KİST HİDATİK HASTALIĞI HAKKINDA BİLGİLENDİRME: 

Kistik ekinokkozis (hidatik kist) ülkemizde özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olabilen, ekonomik kayıplara yol açabilen zoonotik karakterli bir hastalıktır.

Halk arasında kist hastalığı olarak da bilinen bu hastalığın etkeni “Echinococcus granulosus” adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak en sık köpeklerde görülür. Parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısıyla atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. 

İnsandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, barsaklarda açılarak barsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar.  Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. 

Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince parazit  barsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür. 

Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır. Ülkemizde kist hidatiğin sorun olmasının nedenlerinden birisi de özellikle kurban bayramlarında yapılan kesimler sonrası kistlisakatatları gömmek yerine, köpeklere yedirmek yada rastgele ortada bırakarak sokak köpeklerinin bu sakatatlarlabeslenmelerine yol açmak olduğu bilinmektedir.

Hastalıktan korunmak için;

a. Köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir.

b. Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.

c. Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle kurban bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir.

d. Köpekler yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalıdır.

e. Köpekler gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde imkannisbetinde dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalıdır.

f. Parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sırasında parazit yumurtaları ellere geçebilir. Bu şekilde kirlenen ellerin yıkanmadan ağza götürülmesi ile parazitin yumurtası alınır. Bu nedenle, özellikle çocukların köpeklerle temasından sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamaları sağlanmalıdır.

Son Güncelleme: 08.08.2019 22:49
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner34

banner39

banner37

banner38