01 Haziran 2015 Pazartesi 11:27
1) 30 Mayıs Cumartesi günü Ankara mitinginde Başbakan Davutoğlu daha önceki açıklamalarını yalanlayarak bu tırlardaki silahların Suriye’de Bayırbucak Türkmenlerine gittiğini belirtmiştir. Suriye’deki Bayırbucak Türkmenleri başka bir ülkenin (Suriye) vatandaşıdır ve silahlandırılamaz. Bu itiraf Türk Ceza yasasının 304. Maddesine göre suçtur ve yabancı bir devlete karşı savaş tahrikidir. Bu suç işlenmiştir ve mutlaka yargılanacaktır. Kaldı ki, silahların Türkmenlere gitmediği de ayrı bir gerçektir.
2) 2012 Ağustosunda ortaya çıkardığımız Hatay’daki Apaydın kampı Suriye’deki silahlı
muhaliflerin ana karargâhıydı ve bu durum hem yine TCK. 304 maddesine göre savaş tahriki suçuydu, hem de yabancı devlet aleyhine asker toplama niteliği taşıdığı için TCK. Md. 306’ya göre suçtu. Üstelik yabancı bir askeri unsur Meclis onayı olmaksızın ülkede barındırıldığı için Anayasanın 92. Maddesine göre suçtu.
3) İŞID gibi uluslararası kabul edilen bir terör örgütüne karşı olanlar hariç, eğit-donat programı çerçevesinde yabancı unsurların silahlandırılması yine Lahey’de (Uluslararası Ceza Mahkemesinde) Cenevre Sözleşmelerini ihlal ettiği için mutlaka yargılama konusu olacaktır.
4) Birçok kez teröristlerin Suriye’ye Türkiye üzerinden geçtiği Interpol tarafından ifade edilmiş ve Türk hükümeti kontrolleri artırma konusunda müteaddit defa uyarılmıştır.. Bunların da hükümetin başına ileride dert açacağı bilinmelidir.Nitekim 2 Eylül 2012 tarihinde o dönemki CIA Başkanı David Petraeus’un özel ziyaretinde MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile İstanbul’da 4,5 saatlik baş başa görüşmesinde radikallere silah sevkiyatı hususundaki endişelerini belirttiğini artık bilmeyen kalmadı. Bir süre sonra da 16 Mayıs 2013 tarihinde Beyaz Saray’da ABD Başkanı Obama, Erdoğan ve Fidan’a “biz de sizin radikallerle neler yaptığınızı biliyoruz” diyerek uyardığı da ortada.Kısacası, Türk hükümetinin o dönem El-Nusra şimdiki IŞİD’i desteklediği bilgisi yeni değildir. O tırlarla teröristlere silah taşındığı Batı tarafından çok iyi bilinmektedir. Tırlarda “o yoktu, bu vardı” gibi tartışmaların hiçbir anlamı yoktur. Teröristlere silah sevkiyatı yapıldığı ve lojistik destek verildiği su götürmez bir gerçektir!2013 yılındaki yine bizim takip ettiğimiz Sarin gazı davası da en az bu konular kadar önem teşkil etmektedir. Adana 10. Ağır Ceza mahkemesinde görülen Sarin gazı davasında teröristlerin Suriye’deki kimyasal saldırıları için Türkiye’den lojistik destek aldığı ortaya çıkmıştır. Sanıklardan Hytham Qassap 30 Ekim 2013 tarihindeki duruşmada (zabıtta) kendi komutanları ile Türk hükümetinin ilişkide olduğunu itiraf etmiştir.Bütün bu saydıklarımız insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları kapsamında Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi kapsamına girmektedir. Er ya da geç bu hükümet Lahey’de yargılanacaktır...
Son Güncelleme: 02.06.2015 13:37