Çok ama çok hassas günlerden geçiyoruz. Dönüm noktası denen, kırılma noktası denen günleri
yaşıyoruz. Ne acıdır ki siyasilerimiz henüz bunun farkında değiller. Farkında değiller diyorum, çünkü
bir seçim yaşadık ve seçmen istisnasız tüm partilere mesaj verdi. Gelin görün ki tüm partiler biz
kazandık diyorlar. Seçimden önceki tavırları ne ise şimdi aynı tavırlarını sürdürüyorlar. Seçim olalı bu
kadar zaman geçti, partiler ne yapıyor? Havanda su dövüyor. Yok birinci görüşme, yok heyetler, yok
faydalı görüşme oldu. Hepsi boş. Bu görüşmeler başlarken bu yazıyı yazacaktım ama, bu partilerin aklı
başına gelir de, seçimden aldıkları mesajı anlar ve uzlaşırlar diye düşündüm. Kimsenin aklını başına
alacağı yok. Her kes kendi açısından bakmaya devam ediyor. AK Parti ile başlayalım. Aslında seçim
olsa en karlı çıkacak gibi gözüken parti Ak Parti. Buna rağmen başbakan öncelikle koalisyon şartlarını
zorluyor. Bu güzel bir davranış ancak yeterli değil. Kadrolarda kapsamlı bir revizyon yapılmadan
seçime gidilmesi büyük risk demektir. CHP konusunu aslında açmak dahi istemiyorum çünkü seçim
onlar için tam bir rus ruleti hatta iktidardan tamamen uzaklaşmak anlamına bile gelebilir. Neredeyse
cenneti vaad etmelerine rağmen oy oranlarını zar zor korudular. Koalisyonun en uygun ortağı
durumundayken, uyumsuz tavırlarını sürdürmelerini anlamak mümkün değil. Uyumsuz diyorum
çünkü, sanki büyük ortak gibi davranıyor; Sanki Ak Parti ile değil de Cumhurbaşkanı ile koalisyon
kuracak gibi davranıyorlar. Oysa yapmaları gereken: Koalisyon için uzlaşır, evrensel diyebileceğimiz
herkesin kabul ettiği değerleri protokole yazar ve hükümeti kurarsın. İcraatına başlarken 4 bakanı
yüce divana mı götürmek istiyorsun, ver önergeni zaten AKP düşmanları seni destekler. Denersin,
bakarsın olmuyor, bak ben uyumlu oldum ama olmuyor der gerekirse öyle seçime gidersin. Bir ümidin
olur. Şimdiki ümidini çok merak ediyorum. Ne oldu da seçmen ona daha fazla oy verecek? Verse bile
25 olan oy oranı nasıl 45 olur, bu mümkün mü? MHP seçmen bana muhalefet görevi verdi diyor. Allah
aşkına biri bana izah etsin. Partisine oy verirken muhalefet olsun diyen bir Allah’ ın kulu çıkar mı?
Belki sağ seçmen karar değiştirir diye düşünüyor olsa gerek. Hayal işte. Dua etsinde erken seçimde
baraj sorunu olmasın. Demedi demesin sevdiğim MHP’ li arkadaşlarım. Hiçbir radikal parti normal
şartlarda % 8 i geçemez. HDP de, seçim öncesinde ben radikal parti değilim; Ben değil Biz dedi ve
emanet oy aldı. Erken seçim olursa o da rus ruleti oynamış olur. Ya emanet oylar geri giderse? Ya
barajın altında kalırsa. Garantisi var mı? Ne değişti de insanlar partisini bırakıp HDP’ ye oy verecek.
Yani bu seçim, tüm partiler için ölüm kalım savaşı. Yani rus ruleti. Bu seçim erken seçim değil,
referandum olacak. Referandumda tek soru olacak; Ak Parti tek başına iktidar olsun mu olmasın mı?
Bence iki ihtimal var. Birincisi: Seçmenin büyük çoğunluğu muhalefete iktidar görevi vermiyor. Ak
Partiye de ayağını denk al diyor. Yine de büyük ihtimalle Ak Parti az da olsa oylarını artırır ve iktidar
olur. Ya da seçmen kararını değiştirmez ve 3 aşağı 5 yukarı aynı sonuç çıkar. Her iki halde de
muhalefet kaybeder. Tüm ümitsizliğime rağmen son bir kez özellikle CHP’ nin aklını başına alıp, bir
koalisyon kurmasını bekliyorum. Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan önce yazdığım yazılarda
ısrarla Türkiye’ nin başkanlık sistemine hazır olmadığını ve başbakan olarak devam etmesi gerektiğini
yazdığımda ciddi eleştirilere maruz kalmıştım. Vatanını seven bir vatandaş olarak, şimdi de aynı
çağrıyı CHP’ ye yapıyorum, adında halk olan parti olarak halkın arasına girin ve halkın dediğini yapın
yoksa erken seçim hüsran olur. Kaybeden yalnız muhalefet değil, ülke olur. Benden söylemesi.
En derin muhabbetle herkese saygılarımı sunuyorum.
M. Hatip ERKINAY