Günahı ile sevabı ile bir yılı daha geride bıraktık. Kimimiz noel baba dedik, kimimiz Mekke’ nin fethi dedik, kimimiz miladi bir yılı geride bırakıyoruz dedik.Yeni umutlarla yeni bir yılı karşıladık.2015 yılında yaşanan olayları düşündüğümüzde aslı olmayan bir noel aldatmacası ile çocuklarımızı kandırmamız masum kalır. Dünya alev alev yanıyor. İnsanlar katlediliyor. Ülkeler işgal edilip, yerle bir ediliyor. İnsanlaryurdlarından kaçmak zorunda bırakılıyor. Güneydoğuda ayrı bir yangın var, yüreğimizi dağlayan. Ne için olduğu belli olmayan, sivil, çocuk, cami, hastane, okul demeden yakılıp yıkılan ve halkı göçe zorlanan; ülkemizin, yüreğimizin bir parçası var yanan.Bir tarafta kendini halkın temsilcisi sanan bir gurup, diğer tarafta geçmişin hatalarını kapatmaya çalışan, iyi niyetle gayret eden ve ihanetle suçlanan devletimiz var. O devlet ki, geçmişte halkını yakıp, yıkmış ve göçe zorlamış. Şimdi de aktörler farklı olsa da aynı devlet, teröristlerin yakıp yıktığı ve göçe zorladığı halkını korumaya çalışıyor.Tüm dünyada olduğu gibi büyük oyun oynanıyor ve maalesef bizler seyirci olarak ya destek veriyoruz, ya karşı çıkıyoruz. Aslında çoğumuz neye destek verip neye karşı çıktığımızı bilmeden yapıyoruz. Dünya ölçeğinde düşünürsek; şu veya bu sebeple olsun, sonuç olarak mağdur olan milyonlar var ve bir kısmı ülkemize yani bizlere sığındılar. Ülkemizde de mağdur olan kardeşlerimiz var. Kimimiz rahatımız bozulmasın diye şu sebeple oldu, şu suçlu, niye ülkelerini terk ettiler, savaşsalardı diyebiliyoruz. Ülkemizde ise oyun o kadar büyük ki, sonucu görmek ve yangını söndürmek yerine, suçlu bulmaya ve hesaplaşmaya çalışıyoruz. Şunu hepimiz bilelim ki, bu ateş hepimizi yakıyor ve yakmaya devam edecek. Sonuç bu. İstersek çözmeye çalışalım, istersek de suçlu bulmaya devam edelim, kan akmaya, yangın büyümeye devam etsin. Böyle bir yılı geride bıraktık. Tüm bu yangına rağmen, yılbaşı eğlenceleri oldu. Henüz yangın evimizi sarmadı, yanan komşumuzun evi. Şimdilik sorun yok. Doğru veya yanlış bir kararla bize sığınan Suriyelilere sahip çıkmaz ve eğitmez isek, yarının teröristi olacaklarından kimsenin kuşkusu olmasın. Sorunu sadece hükümetin sebep olduğu ve tek başına çözebileceği bir sorun gibi görmeye devam edersek. Kürt sorunu gibi gösterilen, aslında geçmişin sıkıntılarından kaynaklanan ve çözüm bekleyen Doğu ve Güneydoğu meselesine sahip çıkmaz isek. Çözüm sürecini Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza kardeşliği halinde ve devlet bütünlüğümüzü bozmadan çözemez isek; çözüm süreci ile hedeflenen BÜYÜK TÜRKİYE yerine darmadağınık ve ne olduğu belli olmayan bir ülke olur çıkarız. İşte o zaman alevlerin ortasında olduğumuzu anlarız ama iş işten çoktan geçmiş olur. Cuma namazında camimiz, yılbaşı tatili bereketiyle de hiç olmadığı kadar kalabalıktı. Hutbede de sanki bu konular vardı. Ankebut suresi 2 – 5. Ayetler: İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demekle bırakılacaklarını mı sandılar. And olsun ki biz ondan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır. Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar. Ne kadar yanlış hüküm veriyorlar. Kim Allah’ a kavuşmayı umarsa bilsin ki Allah’ ın tayin ettiği o vakit elbette gelecektir. O her şeyi işiten ve bilendir. Peygamberimizin dediği gibi: Müminler başak dalı gibidir, rüzgârda eğilir ama yıkılmaz, tekrar doğrulur. Onun için ümitliyiz.Tüm oyunları bozmaya muktedir, Allah var.
Türk, Kürt, Laz, Abaza, Çerkez, ve tüm kardeşlerimize saygılarımı sunuyorum. Nice yıllara…
ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN.
M. Hatip ERKINAY